Proteinler:
Yunancadan gelen bir kelimedir. Bu sözcüğün günümüzdeki karşılığı ise, yaşayan varlıklar için gerekli olan azotlu öğelerdir. Vücudun en küçük parçası olan hücrenin yapısı proteindir. Büyüme hücrelerin çoğalması anlamına geldiğinden proteinler büyüme için yani yeni hücrelerin oluşması için şarttır. Protein ayrıca eskiyen, yıpranan yada kaybolan bozulan dokuların tamiri ve yenilenmesi için gereklidir. İnsanlar proteinleri ençok hayvansal gıdalardan ve birazda bitkisel gıdalardan alır. Bütün hayvansal ve birtakım bitkisel yiyeceklerde protein bulunmaktadır. Ancak protein miktarı gıdadan gıdaya farklılık gösterir. Genellikle hayvansal gıdalardan alınan protein insan vücudu için daha uygundur. Bitkisel yiyeceklerden elde edilen protein hayvansal gıdalardan elde edilen proteinlerden çok daha azdır.
Yumurta, et, süt ve benzeri hayvansal kaynaklı yiyeceklerden elde edilen proteinin
sindirilme oranı % 98 dir. Tahıl protein lerinin sindirilme oranı ise %78 - 85, kuru baklagillerden elde edilen proteinlerin sindirilme oranı ise %78 dir.
Proteinler Vücutta Kullanım Derecelerine Göre Gruplara Ayrılır.
1-) Örnek Protein : Vucut tarafından tam olarak kullanılabilen proteindir. Anne sütü ve yumurtadaki protein örnek proteindir.
2-) İyi Kalite Protein : Tamamına yakın kısmı vucut tarafından kullanılabilen proteinlerdir.
3-) Düşük Kalite Protein : Tam olarak kullnılamayan, sindirim esnasında büyük bir kısmı kaybolan protein türüdür. Genellikle bitkisel proteinleri bu gruba dahil edebiliriz.
Karbonhidratlar
Vücudun ısı ve enerji ihtiyacının önemli bir kısmını karbonhidratlar karşılar. C.H.O. dan
meydana gelmiştir. Kolay kolay parçalanamayan molekül yapıları vardır. Yiyecek maddelerinin pekçok çeşidinde bol miktarda bulunmaktadır. Normal yaş ve yaşantısı olan insanlardaki günlük enerji sarfiyatının yarısı ya da dörtte üçe yakını karbonhidratlardan sağlanır. Ençok şeker, bal, pekmez, kuru baklagiller, patates, yağlı tohumlar, kuru üzüm ve ekmekte bulunur.
Karbonhidratların Görevleri:
1-) Vücudun harcadığı enerjinin büyük bir bölümü karbonhidratlarca sağlanır. Ağır fiziksel hareketler için karbonhidratlar daha uygun enerji kaynaklarıdır.
2-) Karbonhidratlar gereğinden daha az alınırsa vücutta normalden daha çok asit, aseton ve benzeri zararlı maddeler oluşur. Bu da kandaki asit - alkali dengesini bozar.
3-) Suyun vücutta tutulmasını sağlar.
4-) Proteinnin enerji için kullanılmasını önleyerek beslenmedeki asıl görevini yerine getirmesini sağlar.
5-) Normalden fazla alınırsa organizmada aşırı yağlanmalara sebep olur.
Yağlar
Yiyecek maddeleri içinde en yüksek kaloriyi yani ısı ve enerjiyi sağlayan besin öğeleridir.
Yağlar, genel olarak elde edildikleri yerlere göre şöyle sıralanabilir,
1-) Hayvansal yağlar ( Katı yağlar )
2-) Bitkisel Yağlar ( Sıvı )
3-) Yarı sentetik - Yapay yağlar -( Margarinler )
Yağ asitleri molekül yapılarındaki C ve H sayısına göre farklılık gösterirler. Molekül
yapılarında fazla H olan lar doymuş yağ asitleri, H sayısı az olanlarda ise doymamış yağ asitleridir.
Vücudun Yağ İhtiyacı ve Yağın Vücut Çalışmasındaki Yeri
1. En çok enerji veren besin öğesi yağlardır.
2. Deri altı yağ tabakası vücut ısıssının kaybını önler
3. Yağ bazı önemli organları çevreleyerek dış etkilerden korur.
4. Hayvansal yağlar bitkisel yağlara oranla A ve D vitamini yönünden daha zengindir. Genelde yağlar A, D, E, K vitaminlerinin kaynaklarıdır.
5. Yağlar yiyeceklere lezzet kazandırdığı gibi en geç sindirilen besin maddeleri oldukları için midede uzun süre kalırlar ve insana doyma hissi verirler, bu yüzden doyum yiyecekleri olarak da bilinirler.
6. Yağlar sindirim organlarının hareketlerini kolaylaştırırlar.
7. Besin maddeleri ile fazla alınıp yakılamayan yağlar karbonhidratları meydana getirerek vücuttaki yağ depolarına ilave olurlar. Yedek depodan da vücut gereksinim duydukça kullanır.
Normal bir bireyin yağ kullanım düzeyine dikkat etmesi gerekmektedir. Aksi takdirde pek çok sağlık sorunu ile karşılaşabilinir. En sık görülen sağlık sorunlarının başında kolestrol gelmektedir. Kolestrol bitkisel ve daha çok hayvansal yağların içinde bulunan bir maddedir. Kanda normal miktarın üzerinde bulunduğu zamanlar damarların hastalanmasına ve damarlarda büyük sorunlar çıkmasına neden olmaktadır.
Mineraller
Organizmanın büyümesi, gelişmesi, normal çalışmalarını yapabilmesi ve canlılığını normal olarak devam ettirebilmesi için madensel maddelerin çok önemli rolü bulunmaktadır.
Madensel Maddelerin İnsan Vücundundaki Görevleri ve Çalışma Şekilleri
1-) Vücudun temel yapılarının kurucuları olarak tanınan kalsiyum ve fosfor bileşimi
“ kalsiyum fosfat “ kemiklerin ve dişlerin oluşmasını sağlayıp sertlik kazandırır.
2-) Vücut hücrelerini oluşturan bileşiklerin birer parçasıdırlar. Hücrelerin normal çalışmasını sağlar.
3-) Çeşitli hormon ve enzimlerin oluşumunda etkin rol oynarlar.
4-) Vücutta bulunan ve dolaşım yapanlar da dahil bütün sıvıların ve bileşiklerin görevlerini yapmalarını ve gerekli amaca hizmet etmelerini sağlar.
Mineraller;
1-) Kalsiyum - Fosfor
• Kalsiyum kemiklerin ve dişlerin sağlıklı olmasında esastır.
• Sinir sisteminin normal çalışmasına,
• Kas sisteminin normal çalışmasına,
• Organizmadaki kolestrol düzeyinin normal seyretmesine
• Kalp atışalarının ve ritminin normal çalışmasına,
• Kan basıncının normal düzeyde syretmesine,
• Kanamaların devam etmesini önlemeye yardımcı olur.
2-) Demir
Demirin insan vücudundaki temel görevi akciğerlerden vücudun bütün hücrelerine oksijen taşımasıdır. Organizma bu iş için hemoglabini kullanır. Hemoglobin kana kırmızı rengi verir.
Aynı şekilde ete kırmızı rengi veren madde miyoglobin verir. En iyi demir kaynakları;
böbrek, dalak, karaciğer, kuru üzüm, kuru baklagiller, badem, fındık, fıstık, susam, tere,
lahana gibi besinlerdir.. Demir eksikliğinde kansızlık buna bağlı olarak da davranış
bozuklukları, öğrenme ve algılamada güçlükler yaşanır.
3-) İyodİyod boyunun ön tarafındaki tiroid bezi salgılarının başlıcı maddesidir; dolayısıyla vücudun en önemli ihtiyaç maddelerinden birisidir. İnsan vücudunda ortalama 40-50 mg civarında iyot bulunmaktadır. Yeterli iyod alamayan bir organizmada guatır meydana gelir. Boyunun ön tarafında iç ve dış kısımda şişkinlik oluşur. Hastalığın durumuna göre ilaç tedavisi veya ameliyat yoluyla tedavi yoluna gidilir.
4-) Sodyum
Tabiatta ve yiyeceklerimizde bol miktarda sodyum ve potasyum bileşikleri bulunmaktadır.
Sodyumve potasyum bileşikleri vücut sıvılarında ve bütün dolaşım sistemlerinde bulunur.
Kasların ve sinirlerin düzenli çalışması, vücut sıvısı yoğunluğunun gerekli şekilde
kalabilmesi için sodyum ve potasyuma ihtiyaç vardır. Sodyum yetersizliği zihinsel
bulanıklık, baş ağrısı, şuur bozuklukları, kas yorgunluğu ve krampları, kusma, çeşitli eklem ağrıları, solunumyetersizliği gibi hastalıklara neden olmaktadır. Sodyum kaynakaları; yemek tuzu, tuzlu yiyecekler, salamura edilmiş yiyecekeler sodyum açısından zengin kaynaklardır.
5-) Potasyum
Potasyum vücut hücrelerinde bulanan mineraldir. Vücut fonksiyonlarının büyük bir bölümü için gereklidir. Potasyum; kalbin, kasların, sinir sisteminin çalışması ve normal kandaki glikoz düzeyinin dengeli şekilde seyretmesi için gereklidir. Potasyum sodyumla beraber vücut suyunun dengesini kontrol eder. Potasyum eksikliği kas tembelliği ve yorgunluğuna, böbrek bozukluklarına, eklem ağrılarına, kalp yetmezliği, yüksek tansiyon, solunum bozuklukları ve elde ve ayakta şişmelere sebep olur. Potasyum kaynakları; kahve, kuru baklagiller, yeşil sebzeler, muz, patates, et ve et türevleridir. Potasyum en çok kuru kayısı, soya fasülyesi ve unu, domates salçası, maydanoz, kuru incir, badem, nohut, kuru üzüm ve kuru baklagillerde bulunur.
6-) Klor
Yemek tuzundan elde edilir. Klor vücuttaki sodyum ve potasyum miktarıyla ilgilidir. Kandaki iyonların iş bölümünde önemli görevleri vardır.
7-) Kükürt
Saç, deri, tırnak gelişimi ve sağlığı için yakından ilgilidir. Lahana, karnıbahar, kuşkonmaz ve benzeri yeşil sebzelerin bol miktarlarda bulunur. Bu sebzelerin özel kokuları özellikle içlerinde bulunan kükürtten dolayıdır. Sebzeler çiğ veya az pişmiş yenilmesi vücuda kükürt alınması bakımından daha faydalı olur.
Fluorid
Kemikler ve özellikle diş sağlığı için çok önemlidir. Aynı zamanda kemikler üzerinde yapıcı etkiye de sahiptir. İleri yaşlarda kemik erimesini engeller. Esas kaynağı sudur.
9-) Bakır
Yetişkin bir insan vücudunda yaklaşık olarak 70 - 80mg bakır bulunur. Bakır yetersizliği bazı durumlarda kansızlığa sebep olabilir. Bakır kaynakları karaciğer, kuru maya, balık, maydanoz, taze fasülye, pekmez, kuru baklagil gibi yiyeceklerde bulunur.
10-) Magnezyum
Magnezyum potasyumdan sonra hücre içinde en fazla bulunan mineraldir. Normal bir insanın vücudunda 30 - 40 gr. Civarında magnezyum bulunur. Magnezyum yetersizlikleri aşırı hareketliliğe, umursamazlık, mide bulantıları, zayıflık,yorgunluk, kas krampları ve sinir bozuklukları, kontrol edilemeyen göz kırpmaları, titremeler ve kas koordinasyonlarında kontrolsüzlüklere neden olur.. En fazla toz kakao, susam, soya fasülyesi, badem, nohut, buğday, bulgur, ceviz, kuru incir, fıstık vb. yiyeceklerde bulunur. Yiyecekler hazırlanırken gereğinden fazla pişirilmemeli ve haşlama suları değerlendirilmelidir.
11-) Çinko
İnsan vücudunda 1- 2 gr arasında çinko bulunmaktadır. Çinko, fiziksel, zihinsel ve cinsel gelişimin her safhasında gerekli olan önemli bir mineraldir. Bir çok metebolik faaliyetler için elzemdir. Karbonhidratların, yağların ve belirli vitaminlerin kullanılması, kanın, bazı enzimlerin ve hormonların oluşumu, solunum faaliyetlerinin düzenli şekilde devamı için gereklidir. Çinkonun yaraların iyileşmesinde, bağışıklık sisteminin ve tat, koku ve görme duyularının yeteneğini arttırmasında büyük etkisi vardır. Çinko yetersizliğinde tırnaklarda beyaz lekeler, yavaş büyüme, saç kaybı, cilt bozuklukarı, bağışıklık yetersizliği gibi sorunlarla karşılaşılır. En fazla istiridye, buğday özü ve kepeği, susam, kuru maya, dana ciğeri ve akciğerde bulunur.
alıntı.