Işık kirliliğinin çeşitleri:
Işık kirliliği her çeşit etkisiz aydınlatmayı kapsar. Bunların başlıcaları şunlardır:
2550 m. yükseklikteki Bakırlıtepe'den Antalya, 1999.(Resimde tozun ışık kirliliğini artırıcı etkisi açıkça görülmektedir.) (foto:TUG)
· Işık tecavüzü (ya da ışık taşması): Işığın istenmeyen ya da gerekmeyen yeri aydınlatması.
· Göz kamaşması: Gözün alışık olduğu aydınlatma düzeyini aşıp görme yetisinin bozulması ve nesnenin görünürlüğünün kaybolması. Eğer ışık kaynağı, aydınlattığı nesneden daha belirgin ise aydınlatma kötüdür.
· Dikine ışık: Doğrudan gökyüzüne giden ışık. Sözün tam anlamıyla boşa giden, uzayda kaybolan ışıktır. Astronomlar ve gökyüzünü seyretmek isteyen herkes için en kötü ışık kirliliği budur. Işığın atmosferdeki tozlar ve moleküller tarafından saçılması sonucu göğün doğal parlaklığının bozulmasına, artmasına neden olur. Kamaşma ve ışık tecavüzü yaratan armatürler dikine ışık da gönderirler. Şehirlerin üstünde uçaktan görülen ışık denizi, çoğunlukla yukarıya
doğru yanlış yönlendirilmiş ışıklardır.
· Aşırı miktarda ışık: Belli bir işin yapılması için gereken aydınlatma miktarını aşan ışık. Fazla ışık her zaman iyi aydınlatma demek değildir.
İstanbul Boğaz Köprüsü, 1999. (Köprüdeki ve Boğaz kenarındaki
binaların aydınlatılmasındaki ışığın yönlendirilmesine dikkat ediniz)
(foto: Sibel YAZGAN)
Işık kirliliğinin kültürel etkisi:
Zamanın başlangıcından beri, gece gökyüzü hep ilgi çekmiştir. Gezginler, şairler, filozoflar, bestekarlar ve ressamlar; hepsi yıldızlardan ilham almışlardır. Gezginlere yol gösteren, Van Gogh’un “Yıldızlı gece” sini süsleyen yıldızlar; Beethoven’in “Ay ışığı sonatı”nın, Hüseyin Rahmi’nin “Kuyruklu yıldız altında izdivaç” romanının da konusunu oluşturmuştur. Eski Mezopotamya halkları, Babilliler, Araplar göğü iyi tanıyorlardı. Bugün kullandığımız çoğu takım yıldızların adlarını onlar verdiler. Tek tek parlak yıldızlara ad taktılar; mitolojik öyküler geliştirdiler. Her kültürde olduğu
gibi bizim kültürümüzde de -şarkılarımızda, türkülerimizde, edebiyatımızda- yıldızların önemli yeri vardır. Şehir ışıklarından uzaklaşmayan, karanlık gökyüzünün güzelliğini seyredemeyen bugünün insanının bu kültüre katkıda bulunması olanaksızdır.
Yapay şelale aydınlatması İzmir, 1999.
(Işığın yandaki evlere tecavüz ettiği belirtilmektedir) (foto:Zeynel TUNCA)
Yerleşim yerlerinin gelişi güzel aydınlatılması, hem profesyonel gökbilimcileri hem de halkı ve gökyüzünü özel araçlarla izlemeyi seven amatör astronomları etkilemektedir. Gözlemevleri şehirlerden yüzlerce kilometre uzakta olsalar bile, bu sorunla karşı karşıyadır.
Güvenlik ve iyi görme koşulları açısından gece aydınlatmasının önemi, gökbilimciler dahil, herkesin kabul ettiği bir gerçektir. Gökbilimcilerin istediği, göğü aydınlatmadan, doğru aydınlatma kurallarına göre ışığın gerektiği yerde ve miktarda kullanılmasıdır. Gözlemevleri için iyi olan doğru aydınlatma dış aydınlatmadan yararlananlar için de, devlet bütçesi için de iyidir.
Zincirlikuyu İstanbul, 1999 (İyi pano aydınlatmasına bir örnek)
(foto: Sibel YAZGAN)
Doğru aydınlatma nedir?
Göğü aydınlatamazsınız! O halde, ilke olarak, izlenecek en basit yol (1) ışığın göğe yönelmesini kesmek ve aydınlatılacak yere yöneltmek, (2) birim enerji başına daha çok ışık veren kaynakları kullanmak, (3) zamanlayıcılarla gereksiz aydınlatmaları -örneğin reklam ve ilan ışıklandırmalarını- gece yarısından sonra kapatmak olmalıdır.
[color="#000080"]İyi tasarlanmış armatür sisli havada.
(Uluslararası Karanlık Gökyüzü Birliği (IDA) fotoğrafı)
Diğer ülkeler neler yapıyor?
Birçok ülkede ışık kirliliğine karşı dernekler, birlikler kurulmuş, ulusal komiteler oluşturulmuştur. Bu kuruluşların üyeleri arasında, profesyonel ve amatör gökbilimciler dışında, aydınlatma mühendisleri, mimarlar, armatür üreticileri ve diğer çevreciler de yer almaktadır. Hepsinin amacı, ışığın nerede lazımsa orada kullanılması , gece güvenliğin ve iyi görme koşullarının sağlanması, gökyüzünün karanlık kalması ve böylece enerjinin tasarruf edilmesidir. Uluslararası Astronomi Birliği(IAU) Yönetim Kurulu, 4 Temmuz 1998 de bir bildiri ile Birleşmiş Milletler’i uyararak, ışık kirliliğini önleyici her türlü çalışmayı desteklediğini duyurmuştur. Başta ABD, İspanya olmak üzere birçok ülkede yerel yönetimlerin çoğu ışık kirliliğine karşı özel yasalar ve yönetmelikler çıkarmakta ve uygulamayı yaygınlaştırmaya çalışmaktadır.
Ne yapmalıyız?
Işık kirliliğinin önlenmesi konusunda herkese görev düşmektedir. Bunun için doğru aydınlatma konusunda bilgi sahibi olunKendi uygulamalarınızda doğru aydınlatma kurallarına uyun. Çevrenizdeki yanlış ve sizi rahatsız eden uygulamaları ilgililere duyurun.
ALINTI.